26 Ocak 2014 Pazar

GARSON!

Ne diyordu Yusuf Atılgan, Aylak Adamda?
''Parisli bir kasap ile İstanbullu bir kasap dünyaya aynı gözlerle bakarlar.''
Şarap da ayrıdır.

Bu sözün altını çizmiştim kitapta. Sırf araştırmak için. İnternetten Pariste kasaplık yapan bir kasap bulup konuşacak, Türkiye ile kıyaslayacaktım. Bunu da, her işi yaptığım gibi, erteledim. 4 sene kadar. Bugün Mersinin en lüks mekanlarından birisinde garson olarak çalıştım. Lüks kıyafetler giyiyorsun, kapitalizm diye bağıran müzikleri zorla dinliyorsun, usta adanayı tuvaletten çıktığı elleriyle şişe yapıştırıyorken; adanayı masaya daha yeni doğmuş bebek edası ile getiriyorsun falan...



Yağmur vardı bugün Mersinde. İşler kesattı biraz. Zenginlerin yağmurla pek arası yoktur bilirsiniz. Garsonlar bir köşede oturmuş muhabbet ediyor. Ben de hazır bekliyorken biraz kulak misafiri oldum.
''Silifkenin çıkışında sağ tarafta iki tane tarla vardır, o tarlaların tam arasında bi ağaç var. Onun altında gömü varmış. Çil çil altın diyorlar. 28 ayar. Bence orası uygun.''
''Siktir lan yaaavvvvşak! Gidelim de oraya jandarma siksin ebemizi. Ben yokum abi.''
''Lan her şey hazır. Sadece gözcü gerek bak vericez paranı.''
''Ben yokum abi, artık yemekleri aşırmakla uğraşırım.''

Gözüme İsmail Abi geldi. Yakamozun Yakamoz olduğu zamanlar-Fethiyede bir restorandır kendileri-  garsondu. Fethiyedeki Kral Mezarlarını kazmış, en son bir oda kalmış, duvara vurmuş da şling şling ses gelmiş. Yancısı Badi Yusuf vardı. Onu da alacakmış da orayı kazacaklarmış bi gece. Ben de duyduğumda 'ya bi siktir git ismail ya' dediydim. Zaten restoranı mafyalar bastı da dayak yedi bi hafta sonra.

Nereden geldik buraya amına koyayım derseniz de, Denizlili olup da Fethiyede çalışan İsmail Abi ile Şırnaklı olup da Mersinde çalışan Rûxdi dünyaya aynı gözlerle bakıyor.

Ben bu yazıyı düşünürken de Fethiyede yaptığım komilik, garsonluk aklıma geldi tabi. Garsonlar ve Otogar çaycıları en cefalı meslek sahibi iki insandır bana göre. Anlık aşık olmalarımız vardır, bir masadaki kızı, diğer komiye gösterip 'vay amına koyayım, çok narin be hatun' dememiz, karşı kominin de 'bana bakıyor lan sabahtan beri' demesi... Tam kavgaya girişecekken 'abim 2 şemsiye açın oradan' diyerek atlayan garson da cabasıdır. Masada konuşulanlara dalmak istersiniz, 'abi o değil de aslında gezi parkında polis' diye dalmak istersiniz... Ama bizim heval işletme umudu liberalizmde aramaktadır.
Bir de şey olayı var. Yemek mutfakta ayrı bir havada, salonda ayrı bir havada. Cem Yılmaz anlatmış ya; arkada küfürler, bağırışlar varken salona girer girmez o yemek altın değerini kazanır diye. Mersinde çok daha fazla bu. ''Yarım saat oldu siktiğimin urfası çek artık şunu demesiyle urfayı aldığımda kapının açıldığı anda ses kesilir.''

Dipnot: Yazıyı trolleme şekilde yazdım. O nasıl oluyor derseniz de, üç bira dolapta beni bekliyor ve ben yazı yazmaya çalışıyorum. İçtikten sonra yazsam daha sağlam bir yazı ortaya çıkabilirdi. Bunu da sipariş kağıdının arkasına şiir yazan Zagor'un; otobüs biletinin de arkasına şiir yazabilen kardeşi için yapıyorum. O kadar da sikko sömürü yapar, yazı yazarım.

Dibindibidipnot: En iyi aşçı, Dut Ağacındaki Sefa Abi, En iyi şiir yazan komi de Yakamoz ve Dut Ağacındaki Tırtkandır. Portakalı en kötü sıkan da Zagordur. Tirbuşonu da en iyi garsonlar değil, Safir Tekel kullanır.
|ZAGOR.|

2 yorum:

  1. Dersi en iyi anlatanda Barış Hoca'dır.

    YanıtlaSil
  2. Bunu niye buraya yazıyorum bilmiyorum ama adının geçtiği her yere atlıyorum böyle.ağlamak güzeldir diyor Sezen.belki de Sezen dinlerken içimi dökebileceğim tek yerdir burası.kim bilir belki sende seviyorsundur bu şarkıyı.kimse bilemez.kimsenin bilmediği yerlerde kaldı aslında herşey. Ben bilmiyorum.sen anlatmadıktan sonra nasıl bileceğim zaten.saçmalıyorum kusura bakma.tam ortadayım işte. sana dair çok şey biliyorum ama aslında hiçbir bok bilmiyorum.bilmek de istemiyorum aslında birşeyler bilince kayboluyoruz.belki de sadece susmalıyız.susalım.sustuğumuz yerde izimiz kalsın.kafamızı kaldırıp aynı göğe bakalım.aynı gökyüzü kavuşturmuyor mu bizi? Ah adam.aynı gökyüzünde buluşmak dileğiyle.

    YanıtlaSil

İtinayla laf dalaşına girilir, laf sokulur, kafa açılır, kafa becerilir. Bir klavye uzağınızdayız.