1 Ocak 2013 Salı

ŞeeeSeeeBeee



                                               ŞeeeSeeeBee Dırıdıttıt..

  Betül diye bir kız vardı mahallede.Yüzüne bakamadığım ilk hatundu.Evden dandik bir bibloyu araklayıp,bir arkadaşla ona göndermiştim sevgililer gününde.


  Yine bir sabah ekmek almaya gidiyordum fırına.Sıcak olsa da ucunu koparıp yesem hayaliyle yürürken,bir kamyon gördüm onların evinin önünde.Taşınıyorlardı.Bütün kamyonlar birbirine benziyordu sanki.Biz de bir gün taşınmak zorunda kaldığımızda,yine aynı kamyon,bu sefer bizim evin önüne yanaşmıştı.Araba farlarını göze benzetebilecek kadar  çok hayal gücü vardır bende.Bu kamyonun farlarında her seferinde yavşakça bi gülümseme vardı.

  Çokça zaman sonra,bir gün okul maçlarında Betül’ü gördüm.Karşı takımı yani Şehit Süleyman Bey Okulu’nu destekliyordu.Tribünde o kadar çok güzel kız vardı ki;sanki rabbim güzelleri bizim okuldan alıp,Ş.S.B.’ye vermişti.Betül de buna dahildi tabi.

  Maçta çok heyecanlıydım.Hiçbir şey yapamadım.Topu hep ayağıma dolaştırdım.Kalbimin atışını beynimde hissediyordum.Gerçe bizim takımın da pek şansı yoktu.Biz bir kenar mahalle okulu,ayağımızda doğru düzgün bir ayakkabı bile yok.Onların okul ise merkezde.Ayakkabılara baktım maçın genelinde;Nike’ler,Adidas’lar geçiyordu yanımdan.Bizim okulun adı Ali Fahri İşeri,onlarınsa Şehit Süleyman Bey.Süleyman hem şehit,hem de bey. Ali Fahri işeri’nin yapabileceği bir şey yoktu.Kim lan Ali Fahri İşeri ?! Anlayacağınız maça 2-0 yenik başlamıştık.

  Hiç gol atamadık.Bense ne yedektim,ne de as oyuncu.Ama umutluydum;bir gün vuracaktım voleyi.Kazanmak için ille de bey olmaya gerek yoktu.

                                                                               |Mertkan|
                                                                               (Yancı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İtinayla laf dalaşına girilir, laf sokulur, kafa açılır, kafa becerilir. Bir klavye uzağınızdayız.