 |
| zaGOr. |
Kutup ayıları, balinaları yer. Bunu ilk duyduğumda şaşırdım. Gittim araştırdım. Yazı bunun üzerine giydirmeler ile dolu.
Fotoğraf* çektirmek için yan yana gelmiş iki nesne değiliz biz.
Ee abi? Sonra? Sonrası kabuk değiştirmek için girdiğin yollar. Geçmişini bırakıyorsun ardında. Geçmişte yaşadığın onca pisliği. Uzun ilişkiler, tek gecelik ilişkiler, okuldan atılmalar, intihar girişimleri, garsonken aşık olmalar. Bunların nedeninin hepsi kabuk değiştirmek.
Yani kabuk değiştirme zamanı geleceği için yaşanılan şeyler bunlar. Ama şöyle ince bir olay var. Eğer Ayın çekimini hesaplayamazsanız, kayalara sürtünür iken en ufak bir dalgada -hatta bir santimetrede bile- hayatınızdan olabilirsiniz. Bilmiyorum belki kabuk değiştirmek için uğradın kıyıya. Kıyıya vurdum. Hala da seviyorum kıyıyı. Belki de benim kabuk değiştirmemi görmek için uğradın. Bi bok için uğradın sonuçta. Daimi bir kabuk değiştirme olayıydı bu. Yani biz sürtündükçe kabuk değiştirmek için, bir yerlerde kabuklar yine eskidi. Belki bir sosyal paylaşım sitesinde, belki bi bokta.
''Bİ BOKTA Bİ BOK Bİ BOKLAR Bİ ŞEKİLDE BOKUM GİBİ OLDU.''
Daha anlaşılır oldu mu?
Kabuk değiştirirken Ayın çekimini hesaplayamadın. Hesaplayamadık. Çünkü Ay; kaslı, zengin, gür saçlı bir orospu çocuğuydu.
-Ellerimi voktaya uzatmakta güçlük çekiyorum. Sinirim kat kat artıyor.-
Belki de edebiyat için kabuk değiştirdin!
Ayın çekimine ya da bi bokuna karşı koyamamak mı bu? Yoksa ayıların? İnce yok burada. Olayın özeti nedir diye sorarsanız, iç hesaplaşma evresindeyim. Hatam mı var, yatan mı var? Kabuğunu değiştirene kadar dur, kabuğun değiştiğinde gitmek istersen gidersin. Yoksa boşaltım için tuvalette mi gireceksin beynimin sinir köşesine?
-Voktaya uzandım. Sigara yakmaya geldi sıra.-
Annemi aradım, o da yok. Aramadığım sonradan. Çok özel belki, belki çok belki geçti yazıda, belki amınıza koyayım ama belki böyle.
Eğer sen Ayın ÇEKİMİ'ni hesaplayamayıp da bende kalırsan, yanı kıyıya vurursan, mahallede büyüdüğümü köşeye bırakıp bir kutup ayısına dönüşürüm. Bu da hayatında yaşadığın en karanlık dönem olur.
-Sigarayı yaktım. Bir de Güney Asya'da klorak ve sudan bir lamba yapmışlar. Türkiyede tutarsa pederin işleri açılır.-
Bir de Bidılz Kafeye gitmeyi istediğim Panda Annie var. Kabuğunu değiştirdi şu sıralar. Çünkü en ufak bir hatada 'stun' atma isteği ile dolu.
Miss Fortune hala sevilesi.
Xin Zhao /ff yapmış.
Tris jungleda mangal yapıyor.
Lux desen, desen desen...
Yazıyı anlamadıysanız hayatınızda hiç baron çalmamışsınız demektir.
Ayrıca böyle gereksiz sululuklarım da vardır.
*Sevişmek
Vokta Günlükleri, Yazı bilmem kaç. Tekrar canınız cehenneme.
|ZAGOR.|
"Toza dumana gidelim yine şenliğin kalbine." Sen mesela kurtuluş parkı'nda bira iç ben varlığından haberdar bile olmadığın bir adamın evinde(anlatım bozuklukları cümleleri daha vurucu yapar, bu da benim edebiyat anlayışım). Kabuğundan kurtulmak için seni kullanan herkesin izzet-i ikramını da bizzat sikeyim ayrıca. Beni kullananlarınkini de sikeyim. Tanıdığım bütün adamları yaşadığım bütün anıları sikeyim. Ama konu bu değil.
YanıtlaSilAklımda sana çok yakıştırdığım bir kadın var amma ve lakin "sen beni tanımıyorsun" dediğini de duyar gibiyim. Tanımıyorum da zaten, sen de beni tanımıyorsun, birbirimize ne kadar zarar verebiliriz? Kimi zaman diyorum ki en iyisi hiçbir insanla tanışmamak. Karışmamak kimseye. Bir sigara yakıp uzaktan izlemek belki, belki halkların aşkına olan güvenini de yitirmek. Ama belki bunların hepsi sadece sıkıldığım ve çikolatalı süt içmekten kusmak üzere olduğum için zırvaladığım şeyler. "Olabilir, herkes yanılabilir"
Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyi, dimi be oğlum? Dimi Zagor? Ben olsam olsam Bekir olurum lan şu amına koduğumun hayatında. "Saplantılıyım ben" benden bir bok olmaz. Zaten bir Uğur olamadım diye başkalarının kabukları üstümde başımda kaldı hep. Herkes gitti, gidiyor, gidecek. Giderler. Kal demeni siklemeden, dayanamam demeni umursamadan giderler. Gitsinler zaten. Sen de çok kişiden gittin Zagor, Bekir'in de illaki ardında sevenleri vardı. Bize onlar gösterilmedi sadece. Onlar bizden saklandı. Bir figüran bile değillerdi. Yazarken fark ettim, ben bir Bekir de değilmişim. Figüranlardan biri, belki. Aman çok konuştum. Gidip diğer yazılarına dadanayım
Şimdi güzel kardeşim. Bu yoruma cevap vermem benim 19 lira 50 kuruşa mal oldu. 3 tane Tuborg, 1 paket Chesterfield kırmızı, 2 tane petito ayıcık. Ayrıca teşekkür ederim, bir Yaşar Kurt şarkısı daha ezberledim.
YanıtlaSilHayat figüranlardan ibaret. Figüran olayınca ona sanatsal tarzda film adı takıyorlar ki en basitinden Nuri Bilge Ceylan'ın 'kayboldum'ları birlikteliğimizi arttırıyor.
-Bu arada sadizm'in kelime kökeninin Marquis de Sade'den geldiğini öğrendim. Merak etme ben de markiyuz de sade diye okudum-
'Aklımda sana çok yakıştırdığım bir kadın var'demişsin. Tadilat yazısında biz belirttik. Yazı? Yazın. Çalış sahili. Lakin AnKara'yı bilmenden ötürü de dedim ki 'gız angaralı la'
-Bu arada kloraklı ampül falan gelmezmiş Türkiyeye. Adamı sikerlermiş.-
Sensiz yaşamaya alıştırdılar galiba özledim. Vuhahaohohoho ayiyaya demiş ünlü bir düşünür. Bunun üzerine düşünür isek, düşünürlerimizin ne düşündüğüne değer veririz ve düşünürüz. Ayrıca yazının sonralarına doğru bi -ki ekini ayırmamışsın o biraz şuku eksikliğine yol açtı. Ayrıca ilk defa yoruma cevap verirken kasıyorum amk. Kafanı sevdim. Kafası hariç gideri yok belki ama kafası dahil bizim konularda. Çünkü kavgalarda ilk kafamızı kullanıyoruz biz. İlk önce uzlaşmacı dil, ikincil olarak kafaya taş ya da kafaya kafa. Kafa kafaya. Kafa Boşaltım Merkezine. Kafkaya. Dönüşümlere. Dönümlere. Dayım bizim tarlaları çaldı.
-Bu arada, penguenler suya daldığında etrafında oluşan kabarcığı kendisi yaratıyormuş. Yani dalmasından dolayı değil.-
Bi de çalış sahilinde raydırz on dıs torm dinleyiniz. Yağmur yağarken.
(Net bir cevap olmasa da belirttiğim üzere kafanı merak ettim kardeşim. Hayırlı işler. Bizden önce delirme.)
Sayfayı yenilemekten yorulmuştum ki yorumunu gördüm. Beklersen dönmez derler ya o hesap(beklemezsen döneceğini sanma hiçbir türlü dönmüyor amın feryatları). Sanki ömrüm boyunca "anonim" olmayı beklemişim. AnKara bebesiyim. Sincan metrosu da açıldığına göre adidas-kulaklık ikilisi arasına sıkışmış abileri daha sık görebiliriz. Sık sık fethiyeye gitmeme rağmen neden hiç çalış sahilinde müzik dinlememişim peki ben? Sahilde bira içmişliğim bile yok Zagor. Sarhoş olalım mı?
YanıtlaSilUykum geldi Zagor, halbuki seninle güzel olmak var-idi. Buraya bakıyor olacağım. "Buraya bakarlar"
YanıtlaSil-Öncelikle demek isterim ki ikinizin de kafası çok güzelmiş güle güle kullanın ..
YanıtlaSil-Sssssssiktir edin figuranları ! Arşivinize ne diye "dowload"a tıklayıp indirdiniz ki ; Johnny Cash'i Johnny Deep'i Johnny Sins'i ve daha nicelerini ?
-Lafa ortasından mı başlayayım sonundan mı bilemedim ama ünlü bi düşünürün dediği gibi ; senin ben amına goyayım ! Ey ! Vuhahaohohoho ayiyaya !
Neymiş ki bu ?
Hiç başlamasaydım daha iyiydi ..
-Demişsin 'gız angaralı la' ? Gardaş diyor musun kankaya da merak ettim ?
-Bu arada Tırtkan nerde ne kadar dayı varsa yansın ibneler ! su veren itfayenin hortumunu çatır çatır daire yapıp diğer ucunu içinden geçirip soğuk suların derinliklerinden çıkıp bizi kurtaracak olan o .. Son savaşçı ..
-Ara arada Yeni Dünya Düzeni Fikri'nin amına koyayım Anthrax abimizin de dediği Dünya git gide daha da boktan bir yer haline geliyor getiriyor ..
- Post modern çağın başlarında yakıyoruz sigaramızı ve çalmaya başlayan şarkıların hepsi umutsuzluk ayrılık sex penim param var bodruma gittik beraber orda çocuklar savaşta açlıktan ölmek üzere sen burda ağzınla içmeyi bırak şişenin üstüne oturuyorsun vebenoktadan bahsediyor .. Hani nerde o eski aşk kokan şarkılar ? Ama Cenk Taner der ki :
-Bu Dünya'da aşıklardan çok acıkanlar var !
-Ey Anthrax dilim varmıyor bunu söylemeye ama Dünya daha bombombomboktan bi yer ! Bu arada bir daha Joey Belladonna'dan ayrılırsanız sizin izzet-i ikramınızı bizzat sikeyim ayrıca.
-Ve son olarak sigaram bitti.
-Ananonim rüyalarında ananaslar seninle olsun .
ankara panoları
YanıtlaSil