24 Şubat 2014 Pazartesi

TanTan'a!

Sigara külünden okşadım seni. Parmakların oradaydı çünkü. Çünkü ufaklık diye hitap edip; sevecek olduğun, sevencen bir çocuğun gereksiz şımarıklığı da oradaydı. Saçlarını kesse ona benzettiğimiz adam da oradaydı. Ya da tam tersi.

Deli gibi başım ağrıyor. Feridun'un da yan etkileri var. Boğazda yanma, nefes almada zorluk, dil ve dudakta şişmeler... Dikkat et. Feridunu sevmem dikkat et. Annemi aradım. Atkı örecek. Küçük Prens gibi takacağım.
Araba çarptığında büyük tepki vermemen gibiydi. Demiştim ya. Bisiklet. Bisiklet çarpsa daha büyük bir zarar alırdım. 20 liraya gidip aldığım şarap, sigara gibi. Gerçi çok da zarar vermedi. 4 gün aç gezeriz. En çok hoşuma giden de su yılanlarını görmemizdi. Çünkü okurlar, dikkatlı bakın. Yağmur yağarken bir ışığa bakarsanız, gökyüzünden milyon tane su yılanı düşer.
Bu yazıyı büyük bir şekilde, büyük bir olayla, bağdaş kurarak ve şiirler eşliğinde yazmalıydım. Ama siz yağmur yağdığında kaldırımın köşelerinde yürüyün. O an hayal edin. İnce bir çizgide yürüyorsunuz ve düşerseniz ölürsünüz. Ardından araba çarpar. Her şey daha güzel. Bir adım daha yakınsın kaybolmaya, kurtulmaya.
Sipariş alırkeni adisyon köşelerine şiir yazmak çok iyi olsa da; zaman mı değil zaman.
Gel artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İtinayla laf dalaşına girilir, laf sokulur, kafa açılır, kafa becerilir. Bir klavye uzağınızdayız.