5 Ocak 2013 Cumartesi

Geçmiş.

Final haftasına girmem sebebi ile blog için bir şeyler yapamayacağım. Ha sen kimsin diyorsanız. |ASD| ben. Kara kaplı defterime, 29.08.2012 tarihinde yazdığım bir günlüğü aktarmak istedim. Şu ana kadar yazdığım en kötü günlüklerden. Yazıdan sonra ben yokum. Benim yerime de çay için.

29.08.2012 (20:24, Antalya, Otogar)

- Gün ağarsın.


-Antalya yolculuğu başladı, bitiyor. Bilet bulmak aşık olmak gibi. Sinir oluyorsun, seviniyorsun, küfrediyorsun, gülüyorsun ve bekliyorsun.

-Otogardan güzel günler girip çıkıyor. Gülümsüyor hepsi.

-Sigara içmeliyim.

-Yaşlı bir amca; ağzında sigarası, bir elinde torunu(büyük ihtimalle), diğer elinde de domates(belki de umut) dolu poşetiyle, gülümseyerek geçti.

-Giriş.(20:31, Klima başımı ağrıttı)

-Antalya benim için çok özel. Dünyaya gözümü açtım.

-Bazen insanların tek şeyi kalıyor. Nefes almak.

-Güvenlik görevlileri, polisler, bilet satıcıları (bazıları hariç) çok pislik insanlar olabiliyor. Güvenlik görevlisine, 'Pardon, ilçeler terminali nerede?' dedim. Yüzüme baktı. Gözlerini kırpmadan bekledi. 5 saniye rahat geçmiştir. Sonra elimi salladım. Çıkıştı ve 'Ne var abim, ne istiyon ne ha?' dedi. 'İlçeler terminali?' dedim. 'Bilmiyon mu sen ilçeler terminalini!?' dedi. 'Otogarda o şehre ait insanlar zor bulunur' dedim. Bir süre anlamaya çalıştı. Durdu, düşündüğünü belli etmeden 'Düz git'le başlayan bir cümle kuruyordu. Yürüdüm gittim. Dolaşa dolaşa buldum. Buldum.

-Buldum da gözlerim yine de seni arıyor. Otogarda sen, derslerde sen,  30 Ağustos afişlerinde sen, otobüsün plakası 07 sen... Ne çok yüzün varmış senin.

-21:00'da gelmesi gereken otobüsü beklemekten bıktım. 00:00 gibi aynı şehirde yaşayacağız. Ne güzel bir saat dimi? Sen. Ben. Sen. Sen. Sen...

Görüşmek dileğiyle. |ASD|

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İtinayla laf dalaşına girilir, laf sokulur, kafa açılır, kafa becerilir. Bir klavye uzağınızdayız.