TanTan'a!

Sigara külünden okşadım seni. Parmakların oradaydı çünkü. Çünkü ufaklık diye hitap edip; sevecek olduğun, sevencen bir çocuğun gereksiz şımarıklığı da oradaydı. Saçlarını kesse ona benzettiğimiz adam da oradaydı. Ya da tam tersi.

Miss Fortune savaştan çıkınca hızlı koşar.

-Ayrıca götünden kalp çıkarır.-

zaGOr.

Kutup ayıları, balinaları yer. Bunu ilk duyduğumda şaşırdım. Gittim araştırdım. Yazı bunun üzerine giydirmeler ile dolu.
Fotoğraf* çektirmek için yan yana gelmiş iki nesne değiliz biz.
Ee abi? Sonra? Sonrası kabuk değiştirmek için girdiğin yollar. Geçmişini bırakıyorsun ardında. Geçmişte yaşadığın onca pisliği. Uzun ilişkiler, tek gecelik ilişkiler, okuldan atılmalar, intihar girişimleri, garsonken aşık olmalar. Bunların nedeninin hepsi kabuk değiştirmek.

Tadilat

  Ankara'ya dönüş ve bol Neşet Ertaş'lı,Pilli Bebek'li geceler yüzünden kısa süre süren yapım hatası...yayım hayatımız...Yayında ve yayımda ve yanımda emeği geçen herkeşlere çay.Ne çayı lan,onlar yanımdaydı zaten biz bira içtik.Biz?Bazı yolları sevdik,bazı çiçekleri,bazı çiçekçileri,bazı pencereleri.Biz?Ölü Dostoyevskiler,manyak Jack London'lar falanlar filanlar.Okuyan ve etkilenen,siktir lan böyle yazı mı olur diyen herkesi sevdik.Ama sanırım en çok Beşiktaşı.Tutamak Sorunu bu sezonluk bitti ama bence okunulası yazılar bıraktık.Yazı.Yazın görüşürüz.Çalış sahili uygun mu ?
''Kelime oyunu.Kelime oyunu bana ver.''

|Tırtkan|

Yol

Bilmem kaç tane

Mavi üzerine beyaz yazılı tabelaları geçip

Varacağım yerde

Omzun gibi kıvrılan sahil şeridi

Onun bitişiğinde

Şehrin ışıkları göğüslerin...

Baba.

Babamı ağlarken gördüm. Bu benim başıma ikinci kez geliyordu. İlkinde küçüktüm. Koltuğuma kıstırdığım sarı ''9 Katlı İpek'' marka top vardı. Kepçenin rengi ile aynı. Amcam bile gelmişti Fethiyeden. İşte o zaman gördüm ağladığını. Evimizin molozları arasında. Yerde yatan 'babasına' bakar gibi. Çünkü evi dedem yapmış. Kendi çalışmış inşaatında. Antalya da sıcak olur, bilirsiniz. Damla damla yaşlar aktı gözlerinden. Ben durumun ciddiyetine geç vardım tabii...

Oğlumun Adıdır Ali İsmail!

Daha çok küçükken

Babamla top oynarken kumsalda

Hafiften tekme atardı bacaklarıma.

Kum tenime sürttükçe canım yanardı ama

Şikayet etmezdim.

Babam bana acı çekerken yıkılmamayı

Düşe kalka da olsa 

Topu kaleye atmayı öğretti.

İyi de baba

Bu kravatlı adamlar,mavi üniformalılar

Hiç de iyiliğim için vurmuyor.

Onları sevmek zorunda mıyım baba?

Merak etme baba

Ben Ali'nin pasını

Gol yapacağım.

Sen Ali İsmail'i tanıyor musun?

Ben de tanımıyordum ama

Sanki çocukluk arkadaşım

Sanki paramız yetmemiş de

Tostu ikiye bölüp yemişiz onunla.

Sanki aynı zamanda okulu asmışız

Aynı kızı sevmişiz

Aynı müziği dinlemişiz...

Beni sevdiğin kadar

Onu da sev baba.

|Mertkan|