31 Ocak 2013 Perşembe

AZ İLERDE,CAMİYİ GEÇİNCE...

  Bazı durumlar.Hafız durum şöyle şimdi.Şu şekil yani.-Ne şekil muhtar?
Amma şekilcisin ha.O değil de Beşiktaş naptı bu hafta ya?Barcelona ile şampiyonlar ligi finali oynuyorlardı.Kaybetmekten korksak Beşiktaş'ı tutmazdık güzelim!-Güzelim mi?.Balım?Iyy kıro.
(Neyse konuya girebildi sonunda.Gelişmeye de seneye gelir artık heralde.)
  Olaylar şu şekil işte anlayın.Kafalar yandı biraz,hararet yaptı yokuşta.Çay harareti alır.Biz bi çay molası vericez Yusuf'la.İlerdeki kahvedeyiz gelmek isteyen olursa.Ama eşini de alsın gelsin batak atarız.

Özet:Az biraz hava alıp gelicez biz.Zaten hep havamızı alıyoruz.O da ayrı konu..

ÇOK CANIM SIKILIYOOO!-AT VURALIM İSTERSEN


Denize karşı domaltan adamlar vardır

Kazım Abi ha sen anladun benum derdumi.Bu şair ceketi en güzel senin üzerinde durmuştu.Ben babamı iki kere ağlarken gördüm;biri senin öldüğün zamandı.Anladın da söyleme be abi 'serde erkeklik var ağlayamam.

30 Ocak 2013 Çarşamba

27 Ocak 2013 Pazar

Yıllara İNAT

Yıllara meydan okuyan şeyler var. Bunlardan birisi Emrah Serbes'in Erkan Kaybedenler adlı eserinde işlediği babanne; diğeri de Melis Konaklama Tesisi, 4. kat, 401 numaralı odadaki ayak kokusu. Teşekkürler Durmuş.

25 Ocak 2013 Cuma

GÖKKUŞAĞI

Birkaç notayı
-ama tam yerinde kullanılan-
Belki de bir melodiyi
Kelimelere dökebilseydim eğer…

22 Ocak 2013 Salı

Yalın Yalnızlık


  Bir veya iki defa ne fark eder;önemli olan insanın kalbinin kırılması,hayata küsmesi,yalınlaşması değil midir?
  Koskoca bir sessizlik bırakırsın geride..Hep susmayı tercih edersin,kimsenin seni anlayabileceğine inanmazsın.Öyle küsmüşsündür ki hayata,o kadar  yalnızlaşmışsındır ki kabuğuna çekilirsin.Ve artık söylediklerin değil,sustukların olursun..

16 Ocak 2013 Çarşamba

Dene-me!


Deneme. Deniyorum.

Yaşıyorum.

Tahta köprünün iki ayrı ucundaydık.Sigara kokusunu bastırmak için parfüm sıkıyorum.Çok sıkıyorum,daha kötü oluyor.Ama biliyorsun ki sadece koku yetmez.Zaten bunların hiçbir önemi yok.Ve bunların hiçbir önemi yok.

Agabey...


-Peki abi, takıldığım bir şey var. Hani sarılıyorsun ya sevdiğin hatuna. İlk hatun mu bırakıyor o sarılma faslını, sen mi?
+Ben bırakmıştım. Utanmıştım. İlk sarıldığımda 16 yaşımdaydım. Zenginlerin bol olduğu bir mekandan çıkmıştık. Ben yine çulsuz. Sarıldım. Saçlarını koktum. Güzel kokuyorlardı. Elimi ilk gevşeten ben oldum. İlk ayrılmaya çalışan da ben. İlk hayatımı siken yani.
-Neden ayrılmak istedin ki?
+Kucağı annemin kucağı gibi değildi.
-Anne kucağı gibi bir kız mı arıyorsun?
+Hayır,

Sağlık Bakanlığından A'c'ıklama !


SAĞLIK BAKANLIĞINDAN TÜM ÖĞRENCİLERE UYARI
Tüm üniversite öğrencilerini ilgilendiren açıklamayı, dün sabah sağlık bakanı, resmi sitesinden duyurdu. Sitede yayınlanan yazının içeriğine göre, finaller ve BÜT dönüşü evlerinde sıcacık yemek yeme heyecanında olan öğrencilere dikkatli olmaları yönünde talimat veriliyor. Bakan yazısına şöyle devam ediyor:

13 Ocak 2013 Pazar

İp Cambazı


Soytarı son verir konçertosuna
Hayatın bu kadar ince bir çizgide olmasına.

Öğrenciliğin en güzel yanı bol bol simit yiyip,çay içebilmektir.Hatta üçgen peynir de olursa tadından yenmez.Lüks kaçar çünkü.

9 Ocak 2013 Çarşamba

Bahara İki* Kala


'Bahara bir kala' adlı iki şiir. Bahara iki kala.

Cemal Süreya Hakkında.


Buralardayız ama aslında hiç olmadık. Sizlere şu sıkışık dönemimizde bir kaç şey sunabilme mutluluğu ile bu yazımıza başlıyoruz. Finaller, aile, ruhsal bozukluklar, kafamızın içinde atların nüksetmesi ve dahası sebeplerle blogu 1 haftaya yakın boşladık. Ama şimdi başladık. Kafamızı haşladık. (oha şiir olcak şimdi) Köpekleri taşladık. Taş var köpek yok diyorum yani. Buyursunlar efendim. Bizi 1 hafta daha idare edin. Sonrasında ufak sürprizlerle karşınızdayız.

CEMAL SÜREYA

5 Ocak 2013 Cumartesi

Yaprak

Blogumuza gönderilen bir şiir. Abdullah Özalp gönderdi. Teşekkür ediyoruz. (Abdullah Özalp kimdir? >>)

YAPRAK

Yaşım oldu 18 ve alıştım rüzgara
Henüz erken dediler dostlar
Ölmek için bu yaşta

Geçmiş.

Final haftasına girmem sebebi ile blog için bir şeyler yapamayacağım. Ha sen kimsin diyorsanız. |ASD| ben. Kara kaplı defterime, 29.08.2012 tarihinde yazdığım bir günlüğü aktarmak istedim. Şu ana kadar yazdığım en kötü günlüklerden. Yazıdan sonra ben yokum. Benim yerime de çay için.

29.08.2012 (20:24, Antalya, Otogar)

- Gün ağarsın.

3 Ocak 2013 Perşembe

ARADA

Dağınığım,
Aklımı kaçırıyorum.
Kadına bakmayı düşünüyorum.

Düzensizim,
Seni seviyorum.
Kadın geçip gidiyor.

Yorgunum ve
Tahammülüm yok öğütlere.
Kadın gittikçe sana benziyor.

Kafam karışık,
Düşünüyorum ne düşündüğümü.
Kadın bir sigara yakıyor.

Kaçmalıyım,
Bildiğim tek eylem gitmek sanki.
Kadın ağlıyor.

Kelimelerim;
Kadının rüzgarda savrulan saçı kadar
Başıboş.

Ve dünya;
Bulanık bir camın ardında.
Kadın;ölümle yaşam arasında.

Ve ben
Hayalle gerçek arasında,
Kadının hayalinden çok uzakta.
  |Mertkan|
   (Yancı)

2 Ocak 2013 Çarşamba

Sübliminal mesaj içerir.




Mertkana bu fotoğrafı gösterebilmek için 3 kere facebook'tan attım. Gitmedi. hizliresim.com'u denedim yine olmadı. Sikerün dedim buraya yükledim. Baktım gördüm güzel durdu sevdi buraları. Kalsın dedik biz de. O değil de ne boş adamız la.


Komutanım!


Çok tuhaf. Yani şu an olduğunuz yerde duruyorsunuz ve bir adım daha ileriye giderek geriliyoruz. Kararlarınızı verdirtiyorsunuz ve beynimizin her kıvrımının ufak bir şekilde çürümesine yol açıyorsunuz.

Ben de çocuktum.
Bir kere farklı bakmayı deneyin. Kafanız acımaz.


1 Ocak 2013 Salı

ŞeeeSeeeBeee



                                               ŞeeeSeeeBee Dırıdıttıt..

  Betül diye bir kız vardı mahallede.Yüzüne bakamadığım ilk hatundu.Evden dandik bir bibloyu araklayıp,bir arkadaşla ona göndermiştim sevgililer gününde.