29 Nisan 2013 Pazartesi

Duvar Yazısı

Günaydın akşam,ağzına kadar dolu küllük ve yarım kalan şişe-diğer yarım kalanlarla beraber-.
Dağınıklıklar yerli yerinde.
Hala çalan şarkı.
Başlamadan,başlamayı tasarlamak için uyanır uyanmaz yakıldı o sigara.
Ve bugün de
Bir gün daha
Her şey sırasına göre yapılacak.

|Mertkan|
(yancı)

24 Nisan 2013 Çarşamba

Düşüş


Uzun süre bir düşünceye kilitlendikten sonra birden bağırdım,istemsiz olarak.Ve belirli bir şey çıkmadı ağzımdan.Çünkü sanki bu ağzımdan çıkmıyordu,daha derinden bir yerlerden…Tekrar eden düşüncelerin özeti gibiydi.Düşerken son anda bir yere tutunmak.Ya da tutunamamak.Tam dibe vurmak-varmak üzereyken son anda gelen bir refleksle ayağını atıp uyanmak gibi düşten.Kalbim beynimde atıyordu.

Blog'a gönderilen bir şiir.



Çok nadir olur bazı gerçekler.
Susmak gibi.
Susarsın ve sessizliğin konuşur sadece.
Öyle bir an var ki suratına tokat gibi yersin hani acıyı. Tensel değil ruhsal.
Uyanıp gözlerini güneşe alıştırmaya çalıştığında duyduğun acı.
Hissedebileceğin en sert duygulardan daha keskindir belki. Ama hissedersin işte.
O anlarda susmak çare aslında.
Akşam güneşinde esen rüzgar kadar sessiz. Ve gece kadar sakin, karanlık, yalnız, gerçek..
Kafanı her kaldırdığında ışığıyla kelimeleri ağzına geri tepen akşam güneşi kadar.
Çığlığıyla çelişen tek sessizlik. Gece ve gündüzün en yorgun hali gibi.
Dedim ya nadir olan gerçekler işte.
Sıradan bir günde karşına çıkan, duyguları yırtık ufaklıklar gibi. Kıyafetleriyse sadece kirli.
Acıtır ya gözlerindeki hüzün insanı. Ummadığın anda gelir tutar yakandan.
Gitmez kafandan. İşte bu…
Tensel değil ruhsal, evet.
Her neyse akşam güneşi diyordum.
Fark edilebilinenin en nadiri. Günün en güzel vakti.
Kahveyle iyi gider..

16 Nisan 2013 Salı

İlk Olmayanın Özeti


Sabah ayazının geçmesinden sonra
Çok sıcak olan bir pazar gününde
Mutluluk;
Bir babanın kızıyla beraber bisiklet sürmesi
                                                                sahil yolu boyunca.

Yapılmalı mı,yapılmamalı mı,yapılmış mı?
Yatışmalı biraz,daha ömrünün ortasında.
-Kelimelerin bir uyumu var çünkü.-
Yapılmışsa eğer yapılması gereken
Yan gelip yatılmalı
Bir ömür.

14 Nisan 2013 Pazar

Cemil...


-Anlamıyorsun abi. Kolum. Kaldırınca o altından geçti.Kolum. İleri atmadım.
-Tamam.
-Kolum. Abi.
-Tamam. Kamil! Bıraktım masaya parayı.
-A! Ben. Öderdim. Kolumla.
-Tamam.
-Yok. Kolum. Kaldırınca...
-Ya tamam Cemil. Al 20 lira bıraktım masaya. Borçlarını öde üstü kalsın sende. Bak Geçen seferki gibi şaraba verme parayı valla basarım dayağı.
-Onu bana Hasan aldıydı. Elimi kaldırınca. Abi. Hasan.Elim.Adam.

Gece Vardiyası


  ‘Ben’ kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,insan o kadar yalnızdır.Kıllanıyorum.’Ben’ insanı insana anlatmaktan bıkmış da olabilir.Çok kez ‘ben’ dersin yine de kendini anlatamazsın.Kendini tanımıyorsan ve buna rağmen kendinle ilgili bir şeyler anlatmaya çalışıyorsan,aslında hiçbir şey anlatmazsın.
  İnsan kendini tamamen aşamaz.Sadece bazı duygularını ya da davranışlarını aşabilir,bulunduğu yeri ve bazen de insanlarını değiştirerek.

'kalbime kramp girdi'


12 Nisan 2013 Cuma

Canım Örtmenim

 Hepimizin okullarda yaşadığı sorunlar var.Bunu herkes kabul ediyor ama çok az kişi bu sorunlar üzerine kafa yoruyor.Her yıl daha fazla şey isteniyor öğrenciden.Kayıt parası,aidat,fotokopi parası,spor parası…Bunlar maddi yönler tabi,işin bir de manevi boyutu var ki odur benim canımı sıkan.

Yazmıyorum;sadece mürekkebin kokusu güzel.


Nereden,nereye
Hatta nerede kaldığımıza kadar
Tek kürekle
Tanışılanlar
Aralarından sıyrılanlar
Nerede doğup
              Nereye batar
Güneş gibi insanlar..

5 Nisan 2013 Cuma

Şeytan işemiştir olum git yıka yüzünü.


YAZININ ÖZETİ: EMRAH SERBES 26 MAYISTA FETHİYE KEÇİ KİTABEVİNDE.



Saat 12 gibi odamda bir anne bir baba ve bir adet Onur ile uyandım. Kıyafet dolabım boşaltılmış. Don, atlet, çorap yerde.
-Günaydın?
+Heh günaydın oğlum. Dolabı yannışlıka açıvdıydım da güzeltem dedim. Ehehe.
-Eyvallah teyze de yapmasan da olurdu hani.
+Yok yok oğlum elime mi yapışır düzeltivdim işte.

3 Nisan 2013 Çarşamba

Emrah Serbes ile mini sohbet.


Güzel şeyler olabiliyor.

Saati geceden 11'e kurmuştum. Sabah kalktığımda ne bir yorgunluk ne de bir baş ağrısı vardı. Akşamdan içip de sabahına böyle kalktığım nadirdir. Sebepsiz şekilde tavana bakarken telefona gelen mesajlara bakma fikri dank etti. 4 mesaj, 1 cevapsız arama. Gelen mesajlar; Avea, A101, Hayalet, Hayalet.

1 Nisan 2013 Pazartesi

DALGAKIRAN


Ne demişti o gün?
Bir Cihangir manzarasında
                                  sarhoş olmadan önce..

’Ben mutluysam herkes mutlu
Ben varsam eğer
Dünya dönüyor.’

İYİ MİSİN?


İyi insanları gördüğüm zaman
Bana sinir gelir a dostlar.
’Siktirin gidin la bu dünyadan’ diyesim gelir.

SSK MI BAĞ-KUR MU?


Tam 28 gündür evden çıkmıyordu.29. günün sabahı erkenden kalktı.Pazar kurulacağı için,tüm bu kargaşa başlamadan buralardan uzaklaşacaktı.Aç karna bir sigara içti.
  

Tamam Ahmet...

Şu yazdığım yazı ile pazar günüm arasında bir benzer yan yoktur. Her şey kurmacadır. Sonra gelip bik bik ötmeyin o gün onu yaptın, günde 3 paket içiyon falan diye. Sikerim. Gayet net.

Saat 12:00. Alarmın pislik sesi. Uyandım. Hava rüzgarlı ama sıcak. Deprem havası dedikleri muhabbet. Pencereyi sonuna kadar açtım. Perdeyi de olabildiğince. Ekmeklerden artan poşetler odanın her yanına savruldu. Gözlüğümü aldım. Tuvalete giderken ayağım masaya takıldı. Küfürler. Saçım kalkmış. Sabah ereksiyonu herhalde. Atletle koridora çıktım. 404'te kalan elemanın sevgilisi kapıyı tekmeliyor. Dudağımdaki sigaraya ve mickey mouse'lu bardağıma odaklandı.